Bir oğulun hırlamalarıyla veda ediyorsun kalene, yeni teknoloji hayvanlığımızı körüklüyor
Bir oğulun nostaljisiyle karşılaşıyorsun meydanda, yalnızlık arkadaşlığımızı körüklüyor
O oğulla beraber hırlayıp veda ediyorsun birbirine, günümüzün yetiştirdiği beyinler günümüzün dünyasını sevmeyebiliyor
Geçmişinden bir kare buluyorsun vedandan biraz önce, içi dolu ve sarışın, nasıl da oturuyor orada
Bir zamanlar kendi etim kadar tanıdık gelip sıradanlaşan yüzeyi şimdi ancak bastığım kaldırım taşı kadar sıradan
Ve eski dostlar
Ve eski aşklar
Ve anlayamaz kalpler, hepsi olup
Evine giriyorsun
Sarındığı pikesinden küçük bir kafa niye uyuyamadığını anlatıyor, adını hatırlatıyor sana
O an o, sadece güzel
Son bir saatini teknolojisiz geçirmişe benziyor
İyi geceler.
Şu yıldızlı gökler, ne uğruna dönüyor
Ve eski yurtlar
Ve eski laflar
Ve anlaşılmaz kitaplar
Yatağa giriyorsun
Belli kereler uyuyup uyanınca, sonsuz ve başsızlığa yatıyorsun
Okuduklarından rüyalarına giren tüm adamlar ve kadınlar gibi.
Yalnızca zamanın kendi kısmına, tanık olmaya
Ve he diyen kafan
Sonlu bir sonsuz ve başsızlığa dalıyorsun
İyi geceler