23 Ocak 2017 Pazartesi

Balgam

 Şöyle kıraathaneli sokakların amcalarından ya da sınıfın pis çocuğundan gelebilecek bir hıaağrk sesinden sonra balgamını damıttı.

 Fotoğrafların ve mumların bir arada çağrıştırabileceği pek fazla gece varmış aslında. Çokta hafife almamalı.
 Tenler imzalarla süslenirler.
 Sen hangi köşesindesin dünyanın?

 Ata'nın ışığında bir puzzledan bahseden ses, anlatıyor sana senin kendini.
 Aydınlatıyor parçanı.

 Zaafımız bilmediklerimiz, onlar bizi biz onları tadarken daima gafil avlayacaklar.

 Ata'nın mumu söndüğünde korkular ve sanrıların uykusu başlıyor.
 Yastığa uzandığında hemen uyuyamayan iki tatsız erkek bunlar.
 Birbirlerinden çok keyif alsalar da, bazen bulundukları yeri zehirleyip zehirlemediklerini düşünüyorlar.
 Uyuduklarında bile arada uyanıp ''O neydi?'' diyorlar.

 Işığa koştuğu için mutlu olan bir balgamı tükürmek istedi. Balgam enfeksiyon tadındaydı.
 Gerekli nefesi bulamadı ya da inatçı bir balgamdı ki bir kerede gitmedi.

 Adım adım ağzından, çenesinden damladı.

 Neden sonra temiz gırtlak, sesini geri istediği ve daha iyisiyle ilgili bir şeyler fısıldadı.
 Kirli taşlara konuştu:

 ''Olmuyorsa/olduramıyorsanız/olmamışsanız/olduramamışsanız/olamayacaksanız/olmayacaksa sorun değil. Bana yolumu açın.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder