22 Kasım 2022 Salı

Ölme Rehberi s.62

 Şekeri düşük bir hayalet gecenin içinde nereye savrulacağını ararken bir tabloya ilişti gözü. Her hayalet gibi rastgele sarsmak istedi zira mutfağın ışığı sönüktü ve bir şeyler yemeliydi bu objeyi. Sadece sarsmak için dokundu lakin onun ne kadar kırılgan olduğunu anladı. Yerine, duvardaki kasayı bulmuştu. Merak etmeden duramadı ve ne yazık ki merakın tüm canlılardaki etkisiyle o 1 saniyeye hapsoldu -insanların merak dediği-. Elini daldırdı ve koca kasanın içindeki tek şey olan yırtılmış kitap sayfalarını aldı. Yere düşüp yırtılan tablo muhakkak uyandıracaktı ev sahibini, niyeti sadece uyandırmak olsa da yırtmıştı tabloyu, o bu konuda oldukça korumacıydı üstelik. Evine zarar getirmezdi.

 Sayfanın sol üst köşesinde "Ölme Rehberi Sayı 62" yazıyordu. Kitabın kalanı herhalde o kadar önemli değildi. Bazı yerleri yırtıktı.

"... ardından ... vurdu sertçe ... ve beyne girdi sperm. Bu büyük kütüphaneye nasıl bakacağını düşündü. Önce örümcek ağlarını temizleyecekti ve örümcek oldu. Bütün o ağları örmek için nasıl bir düğüm atması gerektiğini düşündü ve mekanı yapısal inceledi. Böylece örümceğin tüm ağlarını topladı ve örümceği de bulabildi. Onu imha ettikten sonra kitapları döktü yere ve nefes aldı. Tüm tozu yuttu. Bu kaderi öpmekti. İçindeki tozu sigarayla öldürdü. Bu kitaplar da en nihayetinde dopamine mahkum olmuşlardı. Bu onu o kadar ... kıldı. Kütüphane ona kocaman bir ... gibi gözük... Başkalarının kendi varoluşunu yüceltmek için paylaştığı tüm bu bilgileri bir hap görmeyi reddetti. Kardeşi bir başka sperm onunla alay ettiğini düşündüğünde ona "Hayır" demişti, "sadece...

...

 Gerçek kardeşi farklı olsa gerekti. Tanımları düşündü. Tanımlar kitaplarda olmayan tanrılardı. İlk onları öldürdü, biyolojik arkadaşını kucaklarken. Bir başka biyolojik çocuğunu bu ağaçların tokatlamışken..

 Ağaçların kimisi kitaplar olarak ortaya çıkmışlardı ve ona baktılar. İşte bunlar kimi tanrıların eserleriydi. Şeytanın itaatsizlik gösteren tek melek olması kadar saçma tanrılardı. Rastgele seçilmiş belirli kişilerden birinin önde gelmesi gibi saçma lakin gerçek. Ve mahkumiyet tanrıların tümüne konuşma hürriyeti verdiğinde, tanrılar sesini aldılar ondan ..."

Diğer sayfaya geçti.

"... sonrasında buldu onu birinde. Lakin bambaşka hayatlardı ikisininki. O yüzden durmasını anlayamamasını farketmesiyle gözleri yeniden hayata döndü. Kütüphaneyi temizlemek için sırada kitapları yerine koymak vardı. Zaten polen sadece kendindeydi, onda polen olmasını sanmasının tek sebebi kendinde boğulmaktı. Bambaşka hayatlardı. Kendini kraliçe sanmış olabilirdi satır aralarında kendi kaleminin lakin kimse zaten inanmadı. O sırada camın birinden kraliçe girdi ve hemen o an ölüp yere yığıldı. Buraya girmek için ölmek gerekiyor diye düşündü, bir şekilde korunuyordu herhalde ya da havadaki yeterince toksin böcekleri engelliyordu onları içeri belirli biçimlerde alarak veya ikisi birlikteydi. Toksinler ve o anlamı bulunamaz korunmak ...

...

... ve o göğsünü kabartıp bir hastaneye ihtiyacı olmadığını söyleyerek dolaştı tüm bu raflar arasında kendi ağını örerken. Oradan oraya atlıyor bir kelimeyi ötekiyle eşliyor, sonra onu tutup öpüyor, bir sonraki cümlede yasak koyuyordu. Kelimeler ve cümleler ne diyorsa onu yapıyorlardı. Bunu da anlayamadığı o şeyle ilgili olarak düşündü ve masasına bakarken gözleri yeniden hayata döndü. Bir nefes aldı ve etrafına baktı, her şey yerli yerinde, pırıl pırıldı. Kütüphane tamam diye düşündü. Şeytan sadece haksızlığa uğradığını anladığında ilk bin yıl bir tık kabuğuna çekilmişti. Diğer melekler güçlülerdi lakin saflardı, ampül bildikleri ampül değildi yine de olmayan ışığa ışık diyorlardı. Böylece tamam dedi ve ışık o son kağıda doldu. Nihayet dini anladı. Muhammed, İsa, tüm bunlar sosyal ve evrimsel psikolojinin ilk Freud'larıydı bu tespitlerinde...

 Matbaaya kadar yürüdü ve kitabı içeri fırlattı. İçeriden memnun hırıltılar geldi ve kütüphane bir oh çekti..."

 Derken ev sahibi odaya daldığında saklandı. Okuduklarının şoku onu tutmuştu, becerilerini kullanamıyordu ve görünmez olamayacaktı. Tabloya baktı ev sahibi ve kasayı açıp içini kontrol etti. Tabloyu yerine gerine asarken geceliğindeki renk değişimi ona az uyuduğunu hissettirdi, küfretti ve hızlandı. O sırada şaşırıyordu hayalet "niçin tutunamıyorum koltuğa". Bir şey onu çekiyor ve koltuğun içinden doğruca ona sürüklüyordu. Yön ev sahibinin kendisiydi. Okuduklarının etkileri bu kadar mı ters tepebilirdi, hiç sevmiyordu sahibi gerçi yine de burada mutlu olduğunu reddedemezdi. Karnı açtı ve en iyi yemekler ondaydı. "Boşversene" diye düşündü ve ev sahibinin sesini duydu lakin ev sahibinin ağzı hareket etmiyordu. Küfürler ve geceliğin renginin aslında çok daha sıcak olmasıyla ilgili şeyler. İlgilenmiyordu bunlarla lakin niye bunları düşünüyordu, üstelik "o"nun sesiyle?! Koltuk devrildi.

 Derken diğer her şey duruldu ve odadaki bazı mumlar yandı, nihayet vücuduna kavuşmuştu. "Kalanını yarın yakarım" diye düşündü ve kırmızı kuşaklı karanlık lacivert geceliğiyle mutfağa gidip bir şeyler atıştırdı...

... yatağına dönüp uyanmak üzere uyumadan hemen önce.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder