5 Mart 2021 Cuma

Bok Yağmuru

 :).

 İtici bir giriş fakat yanımda mısın?

 Belki hep öyleydin. Kiminle yan yana kiminle olmadığını bildiğini düşünmüyorum. Kafan bir mixer gibi yaşadın hep ve nihayet beklenti omuzlarına abandığında bunu erteleyemedin.

 Senden defalarca var ve her defasında karışıklık kaygıyla, kaygı da düzensizlikle karışıyor. Nasıl olduğunu anlıyor musun? Bir sonraki adımda kaosu tutkalla yapıştıracak ve kaçmaktan vazgeçeceksin. Kendine yetişkin demeye başlayacaksın. Nasıl olduğunu anlıyor musun? Gülmek ve oynamaktan başka şey bilmeyen sen ne kadar ağladığını görüyor musun?

 Not olsun ki kendime seslenmiyorum. Bir avuç insanın gördüğü ve sadece birkaçının sonuna kadar dayandığı metinlerin sahibi benim. Hedeflediğim birkaç kişi sesimi duydular ve belki sen de öyle, tesadüfen. Bilinir ki ya yazmadım ya da yazdığımda bencildim. Lakin düşünmeyi hiç bırakmadım.

 Arafta gözüken, kulağı doldurmayan şeyler yazmaya niyetli değilim bu kez, üstelik baya da oldu bunu yapmayalı.

 Bir kez daha yeni krizler, bir kez daha yeni bulantıların içindesin ve eğer duyabilirsen bir kez daha kendi deneyimlerimi seninle paylaşabilirim.

 Biliyorsun şehir kendi içinde bir sis bulutu gibidir, bundan uzaklaşsan da sadece sisi görürsün. Şehri tüm detaylarıyla görmek isteyen uzun bir gökdelenin çatısına yerleşmeli ve oradan bakmalıdır. Bunu konuştuğumuzu hatırlamıyor değilim.

 Lakin sen tir tir titreten ağaçtan evinden adımını ilk attığında bunu düşünemezdin elbet ki şimdiki senle bile aynı değildin. Çok fazla keşif, çok fazla renk seni bekliyordu. Şimdi biraz asgariyet sana oldukça leziz görünüyor. Tükendin mi dersin? Yeterince tattın ve artık renkler aşina olduğun noktaya mı geldi?

 Kurt beynini neden patlattı?

 Zevki aradığın ölçüde kayboldun ve zevki tattığın ölçüde yetersizleşti mi dünya? Tüm alternatifler sıkıcı ve kişisel zorunlulukların bile mi mide bulandırıcı?

 Kurt midesi ağrımasa beynini patlatmazdı mı diyorsun?

 Açıkçası seninle hemfikir olamıyorum fakat olabilirdim de. Üşüdüğümüz evleri hepimiz terk ettik ve oğlum/kızım hepimiz it gibi titrediğimiz bu ayazdayız. Bazılarımızın çenesi daha yukarıda ve bu seni çıldırtıyor.

 Her şey çok hızlı oldu ve önünü göremedin. Sorun değil, şüphesiz yüzyıllar ve binyıllar senin yanında bu konuda. Her yıl yeni telefon modelleri, yepyeni özelliklere sahip teknolojiler ve dijital platformlar üretiliyor ve sen buna hız mı diyorsun? Hala bebek adımlarıyla ilerleyen bir medeniyetin içerisindesin ve gelebildiğimiz en üstün noktadayken bile şu an, sadece çocuk olmayı başarabildik.

 Biraz olsun hatırlarsın tarihi. Evinden ilk çıktığında seni aldıkları binayı. Oradaki sana koskoca gelen öğretmeni ve her sene üstünden geçtiği bilgi kırıntılarını.

 Eskilerde ortaya çıkan her reform pek çok kan fakat pek az direnişle kabul edilmiş gözüküyor. Bir bebeğin ayakta durmayı, adım atmayı ve nihayet yürümeyi öğrenmesi gibi saf, meraklı ve öğrenen.

 Şu an ergenlikteyiz kayıp çocuğum.

 Tam bir kimlik bunalımı içerisinde devasa bir nüfusun meydana getirdiği bu vücudu beyni olmaksızın binbir yöne çekmeye çalışan bir fikir meclisinin içindeyiz ve kahrolsun o kadar çok ses çıkıyor ki!

 Sözlerin hiçbiri tamamlanmıyor ve en çok bağıranın duyulduğu bu mecliste fikirlerin hiçbiri bilgiden gelmiyor. Sen hala bana tanıdığın kurumların, organizasyonların, enstitülerin bilgi endeksli, içerisinde bencil, hırslı, öne geçmek isteyen tabiatın olmadığı insanlardan oluştuğunu ve tüm dünya insanları için adil ve faydalı şeyler üretmeye çalıştıklarını mı anlatıyorsun?

 Kurt beynini neden patlattı?

 Biraz asgariyet sana neden leziz gözüküyor?

 Gözükmüyorsa kendine değer vermek için seçtiğin yollar neler? Bunları dinlemek isterim.

 Fakat altında bulacağım şeyin biraz aile, biraz toplum lakin aslında basitçe sana bağırılması olduğunu anlatabilirim.

 Şu şöyle, bu böyle ve bu tekrar böyle. Kabul et, sus ve devam et.

 Sana bunları tekrar söylemem büyümediğimi mi düşündürüyor?

 Ergenlikte ısrar mı ediyorum?

 Liseden sonra dinlemeyi bıraktığın için Metallica, liseli müziği mi oluyor? SEN, kendi hayatında o zamandan sonra bir daha o şarkıyı açmadığın için, Metallica, 15 yaşındakilerin müziği mi oluyor?

 Bana yeni krizlerinden bahset. Ne kadar sıkıştığından, düşünemeyene kadar; ne kadar silindiğinden, asgariyete tamah edene kadar.

 Tüm bir hayatı kendi deneylerinle ölçtün, yolunu bulmak için kendi fenerlerini icat etmek istedin. Harika! Ancak bu kadar özgün ve özgür olabilirsin. Boktan sesli takım elbiseli canavarların laflarını kendi gerçeğin kabul etmekten çok çok daha iyidir!

 Ayrım bu kadar keskin mi peki? Ya o takım elbiseli çirkinleri kabul edersin ya da sadece kendini mi?

 Sence ikimizden başka hiçbir şey meydana gelmiyor mu?

 Evet, Kurt kişisel deneyimleri sebebiyle bir noktaya geldi. Lakin Freddie de öyle. Keza sen de.

 Hatta Jeff Bezos da.

 Fark neydi dördünüz arasında? 

 Hepiniz yediniz elmayı.

 Peki elmaya SİZE sağladığı faydanın dışında kaçınız baktı?

 :).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder