22 Ocak 2014 Çarşamba

Konuşmak

Bazen ağlatır, bazen güldürür.

Henüz bir yakınını kaybettiysen ağzından çıkan ilk hece ağlatır seni. Sevdiğin insanlarla isen o ilk hece kahkahaya boğar.

Konuşma eylemi çok işlevlidir yani.

Zaman geçirmek için konuşamadım hiç. Bakıyosun adama, sürekli birşeyler anlatıyor. Yazlıkta şöyle oldu, böyle oldu, mangal yaptık vesaire.
Durduk yere başlıyor dayısının yaptığı muziplikleri anlatmaya.

Cesaret işi değil mi aslında biraz ? Hiç mi durup düşünmüyosun bu adam beni dinler mi, dayımı merak ediyor mu sahiden?
Anlatıyorda anlatıyor. Zaman geçirme adı altında birilerinin canını sıkıyor, kendi de sıkılıyor.

Konuşacak şeyi kalmadığı için bir süre sonra saçmalıyor. Oysa gerektiği kadar konuşup dursa dolu duran ama içi boş vakit kaybına sebebiyet vermeyecekti.
Bu insanı ertesi gün Facebook'ta "Zamanınızı iyi kullanın, şüphesiz o sizin en değerli hazineniz." yazılı bir fotoğrafı paylaşmış buluyorsun.
İroni.

Sosyal medya tanımına giren sitelerde "eğleniyorum" adı altında saçmalayan, diline yabancı kelimeler ekleyen ve istemeden birkaç nesil sonrasına bambaşka bir dil aktaracak olan insanlar bunlar.
Öylede çoklar ki.

Ama bu yanlış değil, insan iletişim kurmayı sever.
Lakin bu insanı "sosyal bir varlık" yapmaz.

Neyse sen kafanda konuşmayı ihtiyaç haline getirip insanları muhabbetine göre ayıradur ama ben insan ayırmam de ; ben şu köşede sessizce oturup "muhabbet , sohbet" kelimelerinden tiksinmeye devam edeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder